OBEZİTE NEDİR?

Obezitenin Tanımı ve Belirtileri Nedir?

Klasik tabiriyle vücuttaki yağ oranının artması obezite olarak tanımlanır. Ancak bizim uğraştığımız tehlike bu klasik tabirlerin çok daha üstünde toplumsal bir probleme yol açmaktadır. Uzun süredir obezite cerrahisi ile ilgilenen bir cerrah olarak; ben obezitenin en büyük belirtisini mutsuzluk ve kişinin kendine olan sevgisini kaybetmesi olarak tanımlayabilirim. Öyle ki, ameliyat ettiğim hastalarımda diğer tüm fiziksel değişimlerin yanında en çok bu iki değişime dikkat ederim. Hayatta bulunma amaçlarımızdan birisi mutlu olmak ise ve kendimizi sevmeden de mutlu olamıyorsak, obeziteyi diğer tüm sağlık problemlerinin üstünde bir psikolojik deformasyona sebep olduğu için bile çok önemsemeliyiz.

Obezite ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Bağlantı Nedir?

Tip 2 diyabet yani şeker hastalığı, vücutta üretilen insülinin verimli kullanılamamasına bağlı olarak kanda yüksek şeker değerleri bulunmasına yol açan kronik (uzun seyirli) bir hastalıktır. Hormonlar, sinirsel faktörler ve çevresel etkenler hastalığın seyrinde önemlidir. Özellikle obezite tip 2 diyabet gelişiminde en önemli etkenlerden biridir. Ailesinde diyabet hastalığı bulunan kişiler kilo aldığında hastalık için risk grubuna girerler. Uyguladığımız ameliyatlar obezite ve obezite ile çok yakın ilişkisi bulunan tip 2 diyabetin bilinen en verimli çözümü olarak yıllar önce çaresiz kaldığımızı düşündüğümüz bu hastalıklar için çığır açmışlardır.

Beslenme Alışkanlıkları ve Obezite Arasındaki İlişki Nedir?

Bizim neslimiz gıda teknolojisi ve sunumunda en büyük reformu görmüş ve ne yazık ki rafine gıdaların zararını da en yıkıcı şekilde hissetmiştir. Çocukluğumuzda bu kadar fazla diyabet hastası görmediğimizi hepimiz hatırlarız. Kilolu insan sayısı da bu kadar fazla değildi. Sağlıklı ve dengeli beslenme ameliyat olsun ya da olmasın hepimizin odak noktası olmalıdır.

Obezite Bana Ne Yapar?

Obezite yaşamı sınırladığı için beraberinde birçok hastalığı getirmektedir. Aşağıdaki örneklerden obezite kaynaklı rahatsızlıklara göz atabilirsiniz.

Ölüm riski:

Ciddi obezite ek hastalıkların gelişimi ve ölüm oranlarını arttırmaktadır. Tüm sebeplerden kişi başı bir yılda gözlenebilecek ölüm oranı ciddi obez bayanlarda obez olanlara göre yaklaşık olarak 1.4 kat artarken sağlıklı kiloda olanlara göre yaklaşık 2 kat daha fazladır. Aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarına yatkınlık sağlayan diyabet, hipertansiyon ve hiperlipidemi gibi risk faktörleri de obezite ile artmaktadır.

Tip 2 Diyabet:

Özellikle tip 2 diyabet ile obezite ilişkisi çok güçlüdür. Diyabet sıklığı sağlıklı kilodaki insanlarda %3 iken, kilolu insanlarda %6, obezlerde %11 ve morbid obezlerde %19’dur.

Kalp hastalıkları:

Morbid obezlerde kalp ve akciğer rezervi de ciddi oranda azalmakta, neredeyse kalp yetmezliği etkisi oluşturabilmektedir. Kritik hastalığa sahip morbid obez bireylerde sağlık problemleri ve ölüm oranları yüksektir.

Diğer hastalıklar:

Uyku apnesi, obezite hipoventilasyon sendromu, astım, gastroözofageal reflü hastalığı, hipertansiyon, koroner arter hastalıkları, konjestif kalp yetmezliği inme, alkolik olmayan karaciğer hastalığı, alkolik olmayan karaciğer yağlanması, siroz, bel ağrıları, dejeneratif eklem hastalıkları (diz, kalça), pseudotumör serebri, idrar kaçırma, polikistik over sendromu ve göbek fıtığı gibi sık görülen tıbbi rahatsızlıkların obezite ile yakın ilişkisi bilinmektedir.

Kanser riski:

Yemek borusu (özofagus), rahim (uterus), mide, kalın barsak (kolon), meme, prostat, karaciğer ve böbrek kanseri gelişme riski obezite ile artmaktadır.

Psikiatrik problemler:

Morbid obez bireyler aynı zamanda artmış depresyon, anksiyete ve yemek bozukluğu riskine de sahiptirler. Tüm yaş guruplarında morbid obezite ile hayat kalitesi skorları düşmektedir.

Toplumsal maliyet:

Morbid obezlerde sağlık harcamaları normal kilodaki bireylerin iki katından daha fazladır.

OBEZİTE AMELİYATI

Obezite Cerrahisi İçin Uygun muyum?

Ameliyata Uygun Hastalar:

  • 20-65 yaş arası kişiler (daha ileri yaşlarda ameliyat düşünülecek ise hasta bazında değerlendirilecektir)
  • Ek hastalığı olmayan vücut kitle indeksi (VKİ) 40 kg/m2 ve üstünde olan kişiler
  • Ek hastalığı olan (şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, uyku apnesi, astım, polikistik over sendromu, ciddi eklem problemleri) ve vücut kitle indeksi (VKİ) 35-40 kg/m2 arasında olan kişiler
  • Kontrolü zor diyabeti olan ve vücut kitle indeksi (VKİ) 30-35 kg/m2 arasında olan kişiler
  • Önceden diyet yapmış ve bu konuda kişisel gayret göstermiş kişiler
  • Ameliyat sonrası dönemde gerekli olan takiplere devam edecek ve önerilen destek ve ilaçları kullanabilecek kişiler
  • Aktif psikiatrik hastalık öyküsü olmayan kişiler
  • Madde bağımlılığı olmayan kişiler
  • Ameliyat öncesi değerlendiren doktor ve bölümler tarafından olumlu sonuç almış kişiler
  • Kısa süre önce steroid tedavisi almış ya da kullanmış kişiler dikkatlice değerlendirilmeden ameliyat kararı verilmemelidir (sistemik lupus eritematozus, romatoid artrit ve diğer kollojen vasküler hastalığı olanlar)

Ameliyata Uygun Olmayan Kişiler:

  • Alkol ya da ilaç bağımlılığı olan kişiler
  • Aile desteği olmayan kişiler
  • Ameliyat sonrasında hayat tarzı değişikliklerini yapmayacak kişiler cerrahi adayı değildirler (verilen kilonun korunmasında en önemli faktörün hasta uyumu olduğu özellikle bilinmelidir).
  • Ameliyat öncesi mide kanseri ya da kanser öncüsü lezyon saptanan kişiler (mide ülseri) uygun aday değildirler.
  • Sigara kullanan kişiler uygun aday değildirler. Yapılacak hayat tarzı değişikliklerinin başında sigarayı kesmek gelmektedir. Cerrahi sonrasında değil, öncesinde sigaranın bırakılması hastanın istek ve ciddiyetinin iyi bir belirteci olacaktır.
Normal MideKüçültülen Mide

MİDE KÜÇÜLTME OPERASYONU

Obezite Cerrahisi Uygulamalarında Amacımız Nedir?

Amacımız;

  • Hastalarımızın obezite cerrahisi, fayda, problem ve sonuçlarını geniş şekilde bilmesi ve anlamasını sağlamak,
  • Gerekli uyumu göstermeye hazır olup olmadıklarını fayda ve zararları tartarak öncelikle kendi kendilerine sorgulamalarını sağlamak,
  • Tüm obez bireyler ameliyat adayı değildir. Ameliyat ve sonrasındaki başarı cerrahi prosedürün etkinliği ve başarısı ile ilişkili olduğu kadar hastanın uyumu ile de direkt olarak ilişkilidir. Obezite cerrahisi kestirme yol değildir ve hasta uyumsuzluğu durumunda ideal sonuçlara ulaşması mümkün görünmemektedir. Hayat tarzı değişiklikleri ameliyat kararı verildiği anda başlatılmalıdır.

Biz, geniş hazırlık prosedürleri ve detaylı hasta seçimi ile güvenlik profilini geniş tutarak engellenebilir sorun ihtimalini sıfıra yaklaştırmayı amaçlamaktayız.

Nereden Başlamalıyım?

Değerlendirme süreci, hastalarımız ile ilk görüşmemizde başlamaktadır. Sosyal medya ve telefon ile ulaşan hastalarımızdan temel kriterlere uygun olanlar detaylı değerlendirme için hastanemize davet edilir ve öncelikle ameliyata uygun olup olmadıklarını anlamak amacıyla geniş tıbbi değerlendirmeye tabii tutulur. Bu değerlendirme sırasında hastalarımıza çok detaylı tetkikler yapılır, birçok hekim tarafından değerlendirilir ve ameliyata uygunluk kararı netleştirilir.

  • Gereken tetkik ve değerlendirmeler yapıldıktan sonra; ameliyata uygun olduğu saptanan hastalarımıza ameliyat yöntemleri, her yöntemin güçlü ve zayıf yanları, komplikasyon profili, olası sonuçlar ve beklenmesi gerekenler Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından geniş şekilde anlatılır. Hastaya uygun olan ameliyat yöntemi ve ameliyat tarihi belirlenir.
  • Görüşme sırasında kliniğimizde uygulanan hızlandırılmış iyileşme protokolü hakkında hasta ve yakınları bilgilendirilir. Hastanın bariatrik cerrahi konusunda rafine ve net bilgilere ulaşması sağlanır. Ameliyat olmuş hastalarımızla iletişime geçmesi önerilir ve bu konuda cesaretlendirilir. Ameliyata kadar geçecek süre zarfında izlenecek yol tüm ayrıntıları ile anlatılır.

Neden Bu Kadar Çok Prosedür Uygulanıyor?

Amaç, hastaları sadece ameliyat etmek değil, obezite hastalığının tedavisi ile çok yönlü ilgilenmek olduğu için hastalar birçok bölüm tarafından değerlendirilmektedir. Bu hasta grubunda ameliyat olmasa dahi sağlık problemlerine yatkınlık olduğu bilinmektedir. Ameliyat sürecinin normal kilodaki hastalara nazaran daha sıkıntılı geçmesi olasılığı nedeniyle bu özel hasta grubunun dikkatli değerlendirilmesi önemlidir.

Bu prosedürler hastalarımızın sadece ameliyat olmasını değil uzun dönemde verdikleri kiloları korumalarını sağlamak ve engellenebilir problemleri sıfıra yaklaştırmak için uygulanmaktadır. Önerilen hazırlık aşamalarına uyumsuzluk gösteren hastalar ameliyat yerine alternatif tedavilere yönlendirilmektedir.

Gerekli İşlemler Bitti, Uygulanacak Prosedürler Nedir?

Gerekli işlemler tamamlandıktan sonra randevu tarihinde yatış yapılması gerekmektedir.

Hasta ve yakınlarının kliniğimizde özel olarak uygulanan geliştirilmiş iyileşme protokollerini anlaması, erken hareket, erken gıda alımı ve erken taburculuk protokolümüz hakkında geniş bilgiye sahip olması önemlidir. Bu konuda hasta ya da yakınlarının aklına takılan sorular mutlaka Doç. Dr. Recep Aktimur’a sorulmalıdır.

Ameliyat Öncesinde:

  • Ameliyattan en az 2 hafta önce sigara kullanılıyor ise kesilmelidir, bu durum ameliyat sırasında solunum problemleri yaşanma ihtimalini düşürmektedir.
  • Ameliyattan 2 hafta önce karaciğer küçültücü diyete başlanmalıdır (Bol proteinli, bol sıvı tüketilen, az yağ ve karbonhidratlı)
  • Ameliyat randevusu verildiği sırada reçete edilen mide koruyucu ve eğer varsa eksik olan vitaminler ile ilgili ilaçlar ameliyat gününe kadar kullanılmalıdır.
  • Doç. Dr. Recep Aktimur’un önerilerine uyarak kan sulandırıcı ilaç kullanımı var ise kesilmeli, görüşme sonrasında başka bir ilaç kullanımı var ise yatış öncesinde mutlaka bildirilmelidir.
  • Sürekli kullanılmakta olan (diyabet, hipertansiyon ilaçları vb) ilaçlar kesilmemelidir, ilaçlar ile ilgili düzenleme görüşme sırasında yapılacaktır.

Ameliyattan Önceki Gece ve Ameliyat Günü:

  • Hastaneye yalnız gelinmemelidir! Aile desteği bariatrik cerrahide başarının anahtarlarından biridir.
  • Ameliyata 3 saat kalıncaya kadar su alımına müsaade edilmektedir.
  • Mide koruyucu ameliyat öncesi gece yatmadan ve ameliyat zamanından 3 saat önce olacak şekilde ameliyat sabahı az su ile alınmalıdır.
  • Ameliyat zamanından 12 saat önce Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından size reçete edilmiş olan kan sulandırıcı iğne yaptırılmalıdır.
  • Herhangi bir makyaj yapılmamalıdır
  • Yüzük var ise çıkartılmalıdır
  • Planlanan zamanda ameliyathaneye götürüleceksiniz. Ameliyatınız ortalama 40-60 dakika sürecektir, ancak sizin ameliyathaneye giriş-çıkış süreniz 2.5 saati bulacaktır.
  • Ameliyat sırasında dren, nazogastrik tüp ve idrar sondası kullanımından şiddetle kaçınılacaktır.

Ameliyattan Hemen Sonra:

  • Ameliyat sonrasında Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından ameliyatınızın nasıl geçtiği konusunda bilgilendirileceksiniz.
  • Günün ilerleyen saatlerinde ameliyat sonrası dönemde uygulayacağımız prosedürler hakkında Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından tekrar bilgilendirileceksiniz.
  • Ameliyattan 3 saat sonra yakınlarınız ile birlikte ayağa kalkıp dolaşmanız gereklidir (emboli riskini düşürmek için uygulanacak en önemli önlemlerden biridir), hemşirelerimiz size yardımcı olacaktır.
  • Aynı gün mutlaka 20-30 defa ayağa kalkarak dolaşmanız gereklidir. Ayağa kalkana kadar ve aralarda oksijen almanız gerekmektedir.
  • İlk defa ayağa kalktıktan sonra bulantı ve kusmanız yok ise su içmenize müsaade edilecektir. 2 yemek kaşığı su alımını takiben 15-20 dakika beklenilmesi, gece yatana kadar 1000 cc su alınması hedeflenmesi gereklidir.
  • Ayağa kalktıktan sonra solunum egzersizi için size verilecek olan aletin kullanımı hemşirelerimiz tarafından anlatılacaktır. Saatte 10 defa solunum egzersizi yapmanız solunum problemlerini engellemek için faydalıdır.
  • Ameliyat sırasında takılmış olan ağrı pompasından sürekli olarak ağrı kesici ve bulantı önleyici ilaçlar gitmektedir. Ameliyat sonrası dönemde ağrı ve bulantı yaşamamanız erken iyileşme protokolümüz için önem teşkil etmektedir. Bu yüzden bu tür durumları hemşirelerimize bildirdiğiniz taktirde ek ilaçlar uygulanacaktır.
  • Ağrı pompası ameliyattan 12 saat sonra çıkartılacak ve gerekli görülen ilaçlar bu zamandan sonra ağız yoluyla alınacaktır.
  • İdrar çıkışını takip etmeniz ve önceden olduğundan az olduğunu fark ederseniz bildirmeniz takibiniz için önemlidir.

Ameliyattan Sonraki Gün ve Taburculuk:

Ameliyat günü hedeflere ulaşmanız halinde ;

  •     Bol yürüyüş
  •     En az 1000 cc ağızdan sıvı alımı
  •     Bulantı kusma olmaması
  •     Ciddi ağrılar olmaması

ameliyattan sonraki gün taburculuğunuz için değerlendirilebileceksiniz. Özel taburculuk kriterlerini sağlamanız durumunda Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından önemli durumlar ve yeni hayatınızda uygulamanız gereken yaklaşımlar hakkında bilgilendirilecek ve taburcu edileceksiniz.

Taburculuğuna karar verilen hastalar ameliyattan sonraki gün 15.00 te taburcu edilecektir.

Yurtdışı ve şehir dışından gelen hastalarımız ameliyattan sonra 3 gün hastanede kalacak ve 3. gün taburcu edilecektir.

Ameliyattan sonraki gün hedeflenen sıvı alımı Doç. Dr. Recep Aktimur tarafından bildirilecektir.

Sözel olarak verilen tüm bilgiler önceden hazırlanarak size verilmiş olan geniş formlarda da bulunacaktır.

Ameliyat Sonrası Nelere Dikkat Etmek Gerekir?

Standart bir bakış açısı ile bu sorunun cevabı uzun uzun verilebilirdi, ancak benim bakış açıma ve deneyimlerime göre yapılacakları basitleştirmek kalıcı başarının anahtarıdır. Uzun süredir üzerinde çalıştığım ve bu hasta grubunda Türkiye’de sadece benim kliniğimde uygulanan “hızlandırılmış iyileşme protokolleri” ile hastalarımızın konforuna kattığımız onlarca yeniliğin en önemlilerinden biri “liberal beslenme önerileri”dir. Biz obezite ve metabolik cerrahi ameliyatı uyguladığımız hastalarımızdan sadece tek bir öneriye uymalarını bekleriz; sağlıklı ve makul porsiyonlarda beslenme. Yani hiç bir hastamıza diyet ya da kısıtlamalar uygulamayız.

Diğer Obezite Ameliyatlarından Farkı Nedir?

Obezite ameliyatlarında kalıcı ve güvenli kilo kaybı amaçlanır iken metabolik cerrahi ameliyatlarında amacımız hastalarımızın uygun kilodan aşağıya düşmeden ve hiç bir ilaç ya da insülin tedavisi almadan normal kan şekeri değerlerine ulaşmasıdır. Bu noktada yeterince önem verilmediğini gördüğüm bir konudan bahsetmekte fayda olduğunu düşünüyorum. Obezite ve metabolik cerrahi ameliyatları her hastanın ihtiyacına göre belirlenmeli ya da modifiye edilmelidir. Hiç kimsenin kilosu ya da diyabetinin şiddeti aynı değildir, bu durumda ameliyatları da standart olmamalıdır. Ne yazık ki son günlerde başka merkezlerde ameliyat edilen birçok hastayı buna bağlı sorunlar nedeniyle tedavi etmekteyim.

Ameliyattan Korkmalı Mıyım?

Obezite cerrahisi ameliyatlarının ölüm riski, kapalı safra kesesi ameliyatlarının ki ile aynıdır. Etrafınızda safra kesesi ameliyatı geçiren onlarca insan olduğunu göz önüne alırsanız ve yaşam süresini 12 sene kısalttığı ispat edilmiş bir hastalık olan obezite için bu ameliyatı olmak oldukça mantıklı görünmektedir, ki bu durum bilimsel olarak ispat edilmiştir. Obezite cerrahisi anlamlı ve kalıcı kilo kaybı sağlayan tek yöntemdir.

Diğer yandan, insan ömrünü potansiyel olarak bu kadar uzatabilen ve yaşam konforunu arttırabilen tıbbi tedavi sayısı çok azdır.

Morbid Obezite Cerrahisinin Başarısı ve Cerrahi Kilo Kaybının Artan Yaşam Süresine Etkisi:

Bilimsel araştırmalarda obez hastaların obezite cerrahisi sonrasında ölüm oranlarında %30 düşüş görüldüğü bildirilmiştir. Amerika’da yapılan bir çalışmada, gastrik bypass cerrahisi sonrasında morbid obezlerde ölüm oranlarında %40 düşüş gözlenmiştir. İsveçte obez hastalar üzerinde yapılan bir çalışmada, obezite cerrahisi uygulanan 2010 hasta ile cerrahi istemeyen ve alternatif yöntemlerle tedavi edilen 2037 obez hasta karşılaştırılmış, ortalama 11 yıl takipte (hastaların %99’u takip edilebilmiş), cerrahi uygulanan hastalar arasında 101 ölüm görülürken diğer tedavi yöntemleri kullanılan hastalarda 129 ölüm görülmüş ölüm oranında %29 düşüş bildirilmiştir.
Amerika’da yapılan başka bir çalışmada, 7925 gastrik bypass hastası ortalama 7 yıl süre ile takip edilmiş ve rastgele seçilen 7925 yetişkin hasta ile karşılaştırılmıştır. Cerrahi kolda görülen ölüm oranı %40 azalmış iken, cerrahi uygulanmayan hastalara göre gastrik bypass uygulananlarda diyabet bağımlı ölümlerde %92, koroner arter hastalığı bağımlı ölümlerde %59 ve kanser bağımlı ölümlerde %60 azalma gözlenmiştir

İdeal Morbid Obezite Cerrahisi:

Günümüzde morbid obezitenin tedavisi için üzerinde karara varılmış altın standart denebilecek bir cerrahi yöntem olmamakla beraber; en önemli yaklaşımın kişinin ihtiyacına göre ameliyat seçilmesi olduğu ortadadır.

Her hasta farklı problemler ile kendine has bir çözüm arayarak bize ulaşmaktadır, bu sebeple seçilecek ameliyatın kişiselleştirilmiş olması başarı şansını arttıracaktır. Hastalarımızın özellikle dikkat etmesi gereken nokta; çok sayıda ameliyat yöntemine hakim ve objektif kriterlerle seçim yapan bir cerraha başvurmak olmalıdır.

Bu sebeple; biz kliniğimizde her hastayı detaylı şekilde değerlendirip, hayat tarzı – beslenme alışkanlıkları ve ek hastalıkların durumuna göre ameliyat şeklini belirlemekteyiz.

Obezite Cerrahisine Yaklaşım Felsefemiz:

Obezite cerrahisi sonrası gerçek başarı, ideal kiloya ulaşabilmekten çok geri kalan yaşantıyı ideal kiloyu koruyarak geçirebilmektir. Böyle zor bir amaca ulaşmak için insan doğasına aykırı olan kısıtlamanın yeterli olmayacağı hatta başarı oranını düşüreceği aşikardır.

Neden diyet önermiyoruz?

Hiç kimse obezite cerrahisi kararını kolay vermemektedir.

Hastalarımızın hepsi uzun ve yorucu diyet süreçlerinden geçmiş, çeşitli ilaçlar ve ürünler denemiş, akupunktur uygulamaları yaptırmış, kimi zaman başarılı olsa da en sonunda yorulmuş ve çok daha önemlisi kendine olan güvenini kaybetmiş bireylerden oluşmaktadır.

Hastalarımızın hayat hikayelerinden ulaştığımız sonuç; klasik yöntemlerin insan doğasına aykırılığı nedeniyle asla başarıya ulaşamayacağı yönündedir.

Bu noktada birçok meslektaşımdan daha farklı düşünmekte ve hastalarıma herhangi bir diyet programı önermemekteyim.

Hastalarımıza Kazandırmak İstediğimiz Bakış Açısı Nedir?

Hastalarıma; diyet ya da kısıtlayıcı önerilerde bulunmak yerine, özgürce bir yaşama uzanan yeni serüvenlerinde beslenme tarzlarını düzenleyerek sağlıklı ve dengeli yeme alışkanlıkları geliştirmelerini teşvik etmekteyim. Bu noktada onları pasifize eden karışık önerilerde bulunmadan yeni hayat tarzlarını kendilerine uyar şekilde içselleştirip, hazmetmelerini istemekte ve bu süreçte her an yanlarında yer almaktayım.

Unutmamak gerekir ki; en iyi öneri değil, uygulanabilecek kadar basit ve sürdürülebilecek kadar keyifli olan öneriler kalıcı olacak ve hazmedilecektir. Ömür boyu sağlıklı ve zayıf kalmak, doğru hayat tarzını bulmak ve kişiselleştirmek ile mümkündür.

Ben; hayat tarzı haline getirilmeyen hiçbir davranışın uzun dönemde etkili olmayacağını anlıyor olmamızın bu ameliyattan sonra kalıcı başarının sırrı olduğu kanaatindeyim.

Peki Bizim Hastalarımızdan Beklentimiz Nedir?

  • Her öğünde eskiden yediğinin dörtte biri miktarda yemek yemek
  • Günde 3 öğün yemek yemek (ara öğün alımını önermemekteyiz)
  • Tüm gıdaları; çok küçük lokmalar halinde alıp, yavaşça ve çok çiğneyerek yemek
  • Taze meyve, taze sebze ve protein içeren gıdalar tüketmeye özen göstermek
  • Uygulanan ameliyat çeşidine göre önerilecek ek tedavileri uygulamak
  • ALINAN GIDALARIN TEMEL OLARAK SAĞLIKLI BESİNLERDEN OLUŞMASI KAYDI İLE HASTALARIMIZIN İSTEDİKLERİ TÜM GIDALARDAN AZ MİKTARDA ALMASINI ISRARLA ÖNERMEKTEYİZ.
  • HER İSTEDİĞİNDEN AZ VE KONTROLLÜ MİKTARDA YİYEN SAĞLIKLI VE BİLİNÇLİ İNSANLARDAN OLUŞAN GENİŞ BİR AİLEYE SAHİBİZ.

Bu Bilgiyi Paylaşıp Toplumumuzun Bilinçlenmesine Katkıda Bulunabilirsiniz.

SİZİ ARAYALIM

Yanıtını aradığınız tüm sorular için; numaranızı bırakın, sizi arayalım.